Kız çocuğu dünyaya geldiğinde
Modası geçmeyen pembe giysiler giydirilir... Oyuncakları ilerde kadın olacağı sorumlulukları yansıtır..
Kız çocuğunun hareketleri aile ve toplum tarafından kısıtlanır..
" Kızım böyle oturma, kızım böyle gülme, Sen kızsın.." gibi gibi.. Söylemlerle daha neyin ne olduğunu bilmeyen küçük kız masal dünyasının gerçek yüzünü görmeye başlar..
Kız çocuğuna küçük yaşta söz hakkı kısıtlı olarak verildiği için küçük kız içinde binlerce söylenmemiş kelimeyle yaşar..
Ve bir köşeye çekilir.. Susmaya başlar..
İlerde tüm sustuklarını kusacak ve toplum tarafından "Dırdırcı Kadın" olarak ifade edilecektir..
Bizler "Dırdırcı kadın" dediğimiz kadına küçük yaşlarda söz hakkını kısıtlamasaydık bugün bu cümleyi kurmamış olacaktık..
Kız çocuğu okula başlıyor..
Hemcinsleriyle birlikte hareket ettiği zaman hanım hanımcık karşı cinsleriyle bir arada olmayacağı zaman ilerde namuslu bir kadın olacağı var sayımıyla kadın ve erkek ayrımcılığının temeli atılıyor..
Ve böylelikle ateş ve barut dediğimiz olay gerçekleşiyor.. Bir kız çocuğu ve bir erkek çocuğu bir arkadaş olarak görülmüyor..
"kızlar erkeklerle oyun oynamaz"
"sen kız mısın kızların arasında işin ne"
Bu gibi cümlelerle kadın ve erkek eşitsizliği yaratılıyor..
Çekirdekten yetişme diye bir kural vardır
toplum arazisine yanlış tohumu ekerseniz meyvesiz ağaçları topluma kazandırırsınız..
Küçük kız çocuğunu suçu olmadığı halde toplumsal kurallarla suçlarsanız küçük kız çocuğu kendi dünyasına çekilir suçlu olmadığı halde kendini suçlu hisseder
"Ben ne yaptım Benim suçum ne" cümleleriyle bir köşeye çekilir.. Aile baskısı sonucu sorguya çekilir.. Neredeydin nereye gittin?
Kır dizini otur sen kızsın.. Ve böylelikle küçük kız çocuğu normal bir davranışı bile ailesinden saklama gereği duyar.. Ayıp dediklerini gizlice yapar "ya ailem duyarsa" tüm gün düşünür ve çıkış yolu arar entrika ve oyunu öğrenir yalanı öğrenir ve Ailesi sorguya çektiğinde gerçeği söylemekten çekinir..
"kadınlar şeytandır" denilen olayın temelleri atılır..
Bizler suçluluk psikolojisi ile kız çocuğu yetiştirirsek entrika ve oyunu öğretmiş oluruz.
Gelelim mavi dünyaya
Erkek çocuğu dünyaya geldiğinde modası değişmeyen mavi giysi giydirilir.. Oyuncakları ilerde erkek adam olacağı sorumlulukları yansıtır..
Erkek çocuğu serbest bir şekilde yetiştirilir
"Sen erkeksin".. Erkekler ağlamaz pipini göster oğlum...
Bu gibi cümleler erkek çocuğunu yöneten kişiye odaklar..
Söz hakkı kısıtlanmayan erkek çocuğu içinde saklı bir dünyayı barındırmaz.. Ve içindekini söylemeye çekinmez.. Kısıtlanmadığı için entrika ve oyunu öğrenmez..
Bunun için erkekler kadınlara göre daha sakin ve dinleyici konumdadır..
Yüzeysel olarak baktığımızda bir toplumu görürüz derinsel olarak baktığımızda toplumun oluşumunu görürüz bizler sadece yüzeysel bakıyoruz..
Kadın ve erkek eşitliğini küçük yaşlarda kaybediyoruz..
İki evladı iki farklı dünyaya çeviriyoruz
Ve oluşturduğumuz dünyadan kendimiz şikayet ediyoruz..
Feride Açar