Zaman geçtikçe ve sosyal mecranın hızla evrim geçirmesiyle gazetecik kavramı değişse de anlamı itibariyle ilkeli, prensip sahibi habercilik tanımı değişmemeli. Üç beş tık uğruna doğruluğu şaibeli olan, yaşanmış olandan farklı girilen her haber başarı anlamında gazeteciyi üst mecraya taşısa da ahlâken bir tık daha aşağı çekmekte gazeteciyi.
****
“Hakikat tekdir değişmez” düsturu ile yola koyulan her gazeteci ilkeli duruşundan pay kaybetmeyecektir.
****
Urfa Güncel’i de Şanlıurfalıların bağrına basacağına olan inancımı taze tutuyorum.
****
KENDİME DAİR BİRKAÇ KELÂM
Şairin “Bizler Kısık Sesleriz...” dediği yerde Gençliğe, İlme, Kültürümüzün korunmasına dair heybemde ne varsa kısık sesimi Urfa Güncel Okurlarıyla paylaşmanın heyecanı içindeyim.
“Müslüman Bildiğinin öğretmeni, Bilmediğinin öğrencisidir” düsturunu kendime şiar edinmiş biri olarak her zaman bilgiye aç ilme muhtaç gördüm kendimi.
Zira Şairin dizelerinden dökülen:
Çok şey öğrendim diyordum kendi kendime,
Hiçbir şey kalmadı diyordum anlamadığım.
Ömrüm yel gibi esmiş gitmiş:
Hiçbir şey öğrenemeden kala kalmışım…
Mısralarını Şanlıurfalı her bir genç kardeşimin iyi anlamasını iyi kavramasını, sosyal mecrada çokça dezenformasyona uğramış provakatif bilgi ve haberlere itibar etmeden haberin bilginin aslını doğrusunu araştırmasını diliyorum.
İnsan ölüm döşeğinde bile alacağı nice hikmetler vardır. Dolayısıyla vebale girmeden işin aslını araştırıp hüküm vermekte büyük hayır vardır.
Son söz olarak dezenformasyona uğramış bilgi toz pembe görünürken hakikat orda apaçık duruyor olacaktır. Yapmamız gereken tek şey hakikate basiret gözüyle bakmaktır.
“Düşman kelimelerinin gölgesi rengarenk görünür acemi düşünüre…” diyen yazara atıfta bulunarak kimse acemi düşünür olmak istemez. Acemi düşünür olmamak için bir inci gibi parıldayan hakikat zincirine sıkı sıkıya sarılmamız gerektiğini bir kez daha belirtmek istiyorum.