Şanlıurfa’da yerli doğal gübre hamlesi
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne (TAGEM) bağlı GAP Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (GAPTAEM), Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ve özel sektör iş birliğiyle önemli bir çalışmaya imza attı. Türk mühendisler, “Fosfor Çözücü Mikrobiyal Kültür İçeren Biyogübre Formülasyonlarının Geliştirilmesi” isimli proje çerçevesinde, kullanım dışı kalan kuru ekmeklerden fosfor çözücü mikrobiyal kültür içeren gübre üretti.
Proje çalışmaları doğrultusunda yapılan laboratuvar araştırmalarında, bitkiler tarafından alınamayan fosforu yüzde 110 ile yüzde 150 oranında çözdüğü saptanan faydalı fungusun, organik dolgu malzemeleri üzerinde geliştirildikten sonra arazi denemelerinde bitki gelişimine etkisi değerlendirildi. Dolgu maddesi olarak kuru ekmek ve farklı bitki materyalleri değerlendirildi ve bu sayede hem geri dönüşümün hem de organik ürünün elde edilmesi sağlandı. Projede, her bir tohuma mikrobiyal gübre olarak kullanılacak funguslar, tohumdan önce toprağa uygulanarak üzeri yaklaşık bir santim toprak ile kapatıldıktan sonra mısır tohumu bırakıldı. Ekimle beraber üzeri kapatılan tohumlar sulandı. Kontrol parseline ise sadece tohum ekildi ve bitkilere su dışında hiçbir uygulama yapılmadığı bildirildi. Hasat işleminde her mikrobiyal gübreye ait 10 bitkinin boy, koçan sayısı ve ağırlığı, yaprak sayısı ve ağırlığı, koçan yüksekliği, bitki ağırlığı, sap ağırlığı, kök ağırlığı ve dane ağırlıkları tartılarak sonuçlar incelendi. Elde edilen veriler doğrultusunda, fosfor çözme yeteneğine sahip ve bitki gelişimine olumlu katkı sağlayan iki fungustan üretilen mikrobiyal gübre ile oldukça başarılı sonuçlara ulaşıldı. GAP Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü İbrahim Halil Çetiner, doğal gübreyi özel sektör ortaklığıyla kurulacak tesisle birlikte önce Türkiye’de daha sonra da dünyada kullanılmaya hazır hale getirmeyi hedeflediklerini söyledi.
“Proje, dünyada bir ilk”
Projenin dünyadan bir ilk olduğunu belirten Müdür Çetiner, “Enstitümüzün bitki sağlığı bölümünden arkadaşlarımız, ’Kuru ekmekten nasıl faydalanabiliriz?’, bunu düşündüler. Ve atık ekmeğin, küflü ekmeğin üzerinde gelişen funguslar üzerinden çalışmayı başlatıp buna çörek otu ve diğer atık bitkilerde eklendi ve sonuç olarak bir fungus bulundu. Bu fungus sayesinde topraktaki çözünemeyen fosforu çözebiliyoruz ve yarayışlı hale geliyor. Yani bitkinin topraktan alamayacağı, alamadığı fosfor bu fungus sayesinde yarayışlı ve alabilir forma geliyor. Denemelerimizi yaptık, bu çalışma dünyada ilk defa gerçekleşen bir çalışma oldu. Bazı bitkilerde denedik ve fosforun gerçekten çözündüğünü ve bitkiye gübre vermeden, fosfor vermeden fosfor ihtiyacını topraktan karşıladığını gördük. Bazen fosfor yarayışlı olmuyor bu yarayışlı olmayan fosforu çözerek yarayışlı hale getirmesi dünyada bir ilktir. Bu konuda ülkemizde ve dünyada yeni bir çığır açacağını düşünüyoruz. İnşallah kuru ekmek gibi atık ve doğal malzemelerle sonuçta doğal bir gübre elde etmiş olacağız. Bu konuda özel sektörle işbirliğimiz devam ediyor sonuçlandırıldıktan sonra özel sektör tarafından da yaygınlaştırılacaktır. Yaptığımız çalışma gübre masrafını düşürüyor buda tek başına yeterlidir. Yaptığımız çalışmalarda gördüğümüz kadarıyla verimde de artış söz konusu” dedi.
“Ekmek israfı ortadan kalkıyor”
GAPTAEM Ziraat Yüksek Mühendisi Şahimerdan Türkölmez, projeyle ilgili açıklamasında, “Elde ettiğimiz mikrobiyel ürünlerden bir tanesi topraktaki çözünemeyen bitkinin alamadığı fosforu 100 ila 150 kat arası çözerek bitki için faydalı bir hale getiriyor. Bu çalışma dünyada ilk kez yapılan bir çalışmadır. Daha önce yapılan çalışmalara baktığımızda bakteriler ile ilgili çalışmalar var ama funguslarla ilgili olarak dünyada yapılmış ilk örneği olacak. Üretime kazandırmak için dolgu maddesi olarak kuru ekmekten faydalandık. Ülkemizde ekmek israfı çok fazla bunu geri dönüştürmek adına ve maliyetleri de düşünerek kuru ekmeği ve kırık buğdayı tercih ettik. Bunlar üzerinde geliştirdiğimiz fungusları belli oranlarda toprakta ve bitki üzerinde denemeler yaptığımızda hiç gübre uygulamadan, sadece fungustan elde ettiğimiz ürünü vererek yaklaşık olarak yüzde 10 verim artışına sebep olduk; bu çalışmanın bu kısmı, dünya için yeni bir çalışma oldu. Bununla birlikte zaten dünyada fosfor kaynakları, rezervleri ciddi anlamda tükenme durumuna geldi. Fosfor yaşamımızın ana temel maddesi olduğu için biz geri dönüşümü burada hedefledik. Fosforun tekrar kazanımını sağladık. Elde edilen fungustan oluşan bu ürün sayesinde artık atıl durumda bitkinin alamadığı fosfor, bitki tarafından kullanılabilir hale getiriliyor. Bu da çalışmaya yeni bir boyut kazandırdı. Bundan sonraki kitlesel üretimde de yeni yeni ufuklar açacağına inanıyoruz. Fosforla ilgili olarak da tıkanmak üzere olan bir sektördeki tıkanmaya da ülkemiz kaynaklarıyla tamamen bizim yapmış olduğumuz bu ürün sayesinde yeni bir açılım getirilmiş oldu. Hedeflerimize ulaştık. Bundan sonra da kitlesel üretimle ilgili tesisleşme sürecimiz devam edecek ve ondan sonra da bunu önce ülkemiz üreticilerine sonrada yurt dışına satışlarının gerçekleşeceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.